BİR VELİ ÇAVUŞ VARDI... PAŞANIN TERCÜMANI
Veli Çavuş’u çocukluğumda ve ilk gençlik
yıllarımda görürdüm. Ufak-tefek bir adamdı. Yaşlıydı. Yüzü, elleri kırışmıştı.
Zengin duruşlu, gösterişli, kibirli değildi. Başındaki kasketi, gülümseyen
yüzünü gölgeler, biz çocuklara pek iyi davranırdı. İlk bakışta sıradan bir
insandı, ama hikayesi sıradışıydı.
1307 (1889) doğumluydu Veli Çavuş. 9 yıl
askerlik yapmıştı. Bunun 7 yılı esaret altında geçmiş. “Kanal Harbi” denen
Süveyş’te Kanal Savaşı’nda esir düşmüştü.
“Mısır nere, Türkiye nere?” demeyin. Oralar,
o dönem Osmanlı’nın sınır boylarıydı. Üstelik İngiliz, Mısırlı’yı, Arap’ı
ayartmış, kışkırtmıştı. Hindistan’dan, Malezya’dan, Uzak Asya’dan topladıkları
çapulcuları ve Avusturyalı Anzak’ları Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e
geçiriyordu. Osmanlı’ya karşı, Osmanlı’nın burnunun dibinde askeri yığınak
yapıyordu. Osmanlı, Süveyş Kanalı’nı kontrol etmek, İngiliz oyununu bozmak
istiyordu.
İngiliz’e karşı savaşılacaktı. Asker
sevkedildi. Mısır’a Süveyş Savaşı’na giden askerlerin arasında Veli Çavuş da
vardı. Savaş, denk olmayan güçler arasında yapıldı. İngiliz ordusu kalabalıktı,
ağır silahlara sahipti. Osmanlı birlikleri yenildi. Askerlerin bir bölümü şehit
oldu, bir bölümü esir düştü… Esir düşünlerin arasında Veli Çavuş da vardı.
Arapların kurduğu esir kamplarında kaldı.
Esirlerin aç ve susuz bırakıldıklarını gördü.
Açlığı, susuzluğu, çaresizliği yaşadı. Veli Çavuş, esirlere at eti
yedirdiklerine, insanlık dışı muamelelere tanık oldu. Öyle ki, İngilizler ve
işbirlikçi Araplar, esir Türk askerlerinin gözlerine mil çekiyor, yüzlerine
kezzap döküyorlardı.
Veli Çavuş, esir kampındayken Arapça öğrendi.
7 yıl süren esaretin sonunda özgürlüğüne kavuştu. Döndü, Şam’daki askeri
birliğe katıldı. Bölgedeki Osmanlı askeri birliklerinin merkez karargahı
Şam’daydı. Komutan da ünlü Cemal Paşa. Mükemmel Arapçası ve işbilirliği ile
komutanlarının dikkatini çekti. Komutanlık karargahına aldılar. Veli Çavuş,
uzunca bir süre, Cemal Paşa’nın yaverlik makamında, Paşa’nın tercümanı olarak
görev yaptı.
Uzun askerliği döneminde, birkaç kez izinli
olarak köyüne gelme şansı bulmuştu. Veli Çavuş, izinli olarak köye geldiğinde
gördüklerini ve yaşadıklarını sonraki yıllarda, çocuklarına şöyle anlatacaktı;
“Savaşların olduğu dönemde köyde durum çok
kötüydü. Bir keresinde izne geldiğimde beni köyün girişinde kadınlar karşıladı.
Kadınlar ağlaşıyorlardı. Ermenilerin kendilerine çok eziyet ettiklerini
anlattılar. Eli silah tutacak yaştaki herkes cephelere sürülmüştü. Köyde erkek
yoktu. Kadınlar, ‘Ermeniler’den çok eziyet gördük Veli Çavuş’ diyorlardı.”
İDRİS ADİL
(Hikaye’nin kaynağı Necdet Taşkın. Bu hikaye, Veli Çavuş'un oğlu Necdet Taşkın'ın anlatımına bağlı kalarak İdris Adil tarafından kurgulandı.)
Yorumlar
Yorum Gönder