![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2IyaqsvZGLWjR4qwFJzRaRWti7j8_yz3UWcoHx2ShpMjNGWkQ6p9UDaMPcSbRF2_ifJfP6U0AQ97_93cpOmmIsXOdBo8wICxYkcdaX9FwgZNRQH0ip0Uj-lG9WkMZSvER9cuqsHI4Ze0/s400/5a4a9062c03c0e284c11ddc6.jpg)
TÜRK-FARS İLİŞKİSİ ÜZERİNE ÇEŞİTLEME...
Zengin, aferin, bahçe, bülbül, can, canan, abdest, namaz, peygamber... Ve daha niceleri...
Türkçe’ye Farsça’dan geçen sözcükler bunlar.
Türk Dil Kurumu kayıtlarına göre dilimize giren Farsça sözcük sayısı 1.359. Arapça ve Fransızca’dan sonra en çok sözü Farsça’dan almışız. Bu ilişki elbette ki tek yanlı değil. Farsça’ya giren Türkçe sözcük sayısı ise 3.000 civarında.
Karahanlılar, Samaniler, Selçuklular, Gazneliler, Harezmşahlar, Atabaylar (Atabekler), İlhanlılar, Akkoyunlular, Karakoyunlular, Afşarlar ve Kaçarlar... Bunlar sayısız Türk devletlerinden bazıları.
Saydıklarımızın ortak özellikleri ise bugünkü İran coğrafyasında kurulmuş olmaları.
Türklerin o coğrafyada yüzlerce yıl kalıp hüküm sürmesi iki toplumu adeta içiçe geçirmiş.
Bir öğretim üyesi dostumuz anlatmıştı: “Türkiye’ye çalışmak için İran’dan bir Profesör gelmişti. Bir toplantı yapıyorduk. İçeri kurumun çaycısı girdi, ‘hocam ben yokken gelen giden oldu mu’ dedi. Yanıtını aldıktan sonra çıktı. İranlı profesör, ‘sizin çaycı Farsça biliyor mu’ diye sordu. Anlamadık ne demek istediğini. Anlattı: ‘O adam gelen-giden dedi. Gelen gideni biz kullanırız.’ Gelmek ve gitmek sözcüklerinin Türkçe olduğunu anlattık. Uzun konuşmadan sonra anlaşıldı ki, İran’da silahın mermiyi namluya süren mekanizmasına gelen-giden deniyor. Bu da günlük dillerine girmiş. Biz mekanizma diyoruz, onlar gelen-giden.”
Selçuklu’nun resmi devlet dili (en azından yazı dili Farsçaydı) Ama ordunun dili Türkçe olarak kalmıştı. Osmanlılarda Türkçe-Arapça-Farsça karışık Osmanlıca’nın devlet dili olduğu dönemde de ordunun dili Türkçedir.
İran coğrafyasında kurulan Türk devletlerinde de devlet dili, orada yeşeren edebiyat ve sanat dili Farsçadan etkilense de ordu Türkçeyi terk etmemişti.
Bu durum Türkçe’nin özellikle askerlik alanında bölgeye etkilediğini göstermektedir.
Talas savaşında ilk kez müslümanlarla hem-hal olan Türkler, ilerleyen yıllarda bölgede kurulan Karahanlılar döneminde ağırlıklı olarak müslümanlaşmaya başladılar. Türkleri sunni müslüman yapanlar Farslardır. Farsların Şiiliği ise Safaviler döneminde Türkler eliyle olmuştur.
Yani şunu söylemek mümkündür:
Türkler Farsların etkisi ile sunni müslüman olurken Farsları Şii inanışına Türkler yönlendirmişler. Bu nedenle çok sayıdaki islami terim Farsça’dan dilimize girmiştir. Örneğin peygamber sözcüğü ve namaz sözcüğü Kur-an’ı Kerim’de geçmez. Çünkü Farsça’dır. Ama biz bunları kullanırız.
Kur-an’ı Kerim’i “yanlış okumaları önlemek için” esreleyip ötüreleyenler Farslardır. Kur-an’ı Kerim’deki sözcüklerin üzerindeki vurguları gösteren esre, ötüre ve şedde gibi işaretleri Farslı bilim adamları koymuşlardır. Fars kültürü, özellikle yazı alanında ulaştığı nokta dolayısıyla Arapça’dan daha fazla İslam kültürünün gelişmesine ve yayılmasına katkı yapmıştır.
Türklerle Fars toplumu yüzlerce yıl içiçe yaşadılar. Yukarıda saydığımız Türk devleri Türklerin olduğu kadar Fars toplumunun da devletiydi. Bugün yönetim Fars toplumunun elinde olmakla birlikte İran devleti Farsların olduğu kadar Türklerin de devletidir.
Türk Dil Kurumu'nun (TDK) güncel Türkçe sözlüğünde 616.767 kelime bulunuyor. Bunun 1.359’u Farsça kökenli. Oranlayınca önemsiz gibi görülebilir ama yoğun biçimde kullanılan sözcüklerdir bunlar. Peygamber gbi, namaz gibi, can gibi... Ve de onlarca özel isim...
Edebiyat, hikayeler, efsaneler ve masallar da içiçe girmiştir. Örneğin Ferhat ile Şirin, Aslı ile Kerem, Arzu ile Kamber Fars mıdır Türk müdür bilen var mı?
Çocukluğumuzda yıllarca Zaloğlu Rüstem masalları dinledik. Rüstemin o korkunç düşmanı Afrasyap ile nasıl mücadele ettiğini anlattılar bize. Sonra gerçeği öğrendiğimizde kültürlerin ne kadar içiçe geçtiğini gördük.
Zaloğlu Rüstem Fars kökenli İran şahı idi...
Düşman bellediğimiz Afrasyap ise Türk tarihinin ünlü kahramanı Alper Tunga imiş.
Şaka gibi değil mi?
Düşman diye beddualar ederek çocuk aklımızla dinlediğimiz masallardaki düşman Türk, bizim adam dediğimiz ise Fars imiş...
Selçuklu’nun Fars olan vezirleri Fars kültürünü ve sunni inancı körüklerken kültürlerimizin arap saçı gibi birbirine karşmasına da neden olmuşlar.
İmparatorluklar aynı zamanda çok kültürlülük ve çok dillilik demektir. Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarının ardılları olarak, birlikte yaşadığımız toplumların dillerinden çok sözcük aldık, onlara da çok sözcük verdik. Türkçeye giren yabancı kökenli sözcük sayısı 15.389 iken Türkçe’nin başka dillere verdiği sözcük sayısı 37.433...
İran sarsılırsa; Bu yakınlık dolayısıyla, tarihin, dilin ve kültürün içiçe geçmişliği de dikkate alınırsa bundan en çok Türkler etkilenecektir. Askeri, ekonomik ve stratejik faktörleri saymıyorum bile...
İDRİS ADİL
Yorumlar
Yorum Gönder