AFRİN HAKKINDA HERŞEY


ANALİZ-8: AFRİN HAKKINDA HERŞEY

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriyeli muhaliflerden devşirilen ve düzenli ordu konumuna getirilen Özgür Suriye Ordusu ile birlikte Suriye’nin Afrin bölgesine askeri bir operasyon düzenledi. Bölgeye yuvalanan teröristleri hedef alan askeri operasyon, kuşkusuz ki kamuoyunca askeri yanıyla izleniyor.

Oysa bölgenin Türkiye ve Türk tarihi ile çok köklü ve derin bağları var.

Önce bölgeyi tanıyalım isterseniz:
Afrin, Suriye’nin büyük kentlerinden biri olan Halep’in ilçesi. Esasında Halep’in öteki ilçeleri de hemen her gün Türkiye’nin gündeminde. Afrin, Ayn-el Arap, Azez, Cerablus, Cebel-i Sem’an, Münbiç ve Halep merkez ilçesi…

Bu ilçe adlarının hepsi sizlere aşina gelmiştir.
Halep bölgesi, Türklerin tarihinde çok önemli bir yer tutar. Bölge Doğu Roma İmparatorluğu’nun (Bizans) kontrolünde iken İslamiyet’in erken dönemlerinde 637’de Müslümanların eline geçti. Yaklaşık 250 yıllık bu dönemin ardından Mısır’da kurulan Tolunoğulları devleti Halep’i ele geçirdi. Türklerin Halep tarihi 878’de başladı.
Halep bir süre sonra yine Mısır bölgesinde kurulan bir başka Türk devleti İhşidiler’in eline geçti. Bölge; Eyyübiler, Selçuklular, Osmanlılar, İngilizler, Fransızlar ve Araplar tarafından yönetildi. Kimi 500 yıl kimisi 2 ay…

Halep bölgesinin son 1.500 yıllık tarihine bakıldığında bunun neredeyse 1.000 yıllık döneminde Türk hakimiyeti görülür. Antik bir kent olan Halep’in gelişmesi, bölgenin ticaret merkezi olması Osmanlılar dönemindedir.
Halep’ten kimlerin yolu geçmedi ki… Sultan Alparslan, Melikşah, Melik Tutuş, Türkmen Emiri Sanduk, Kutalmış oğlu Süleyman Şah, Yavuz Sultan Selim, Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa ve daha niceleri…

Bölge, Osmanlı döneminde huzur ve istikrar içinde kalkındı. Ne var ki Osmanlı güçten düşüp İngiliz politikası ve askerleri bölgeye geldiğinden buyana, yaklaşık 100 yıldır, bölge halkının gündemi hep savaş oldu.

Binli yılların başından itibaren Orta Asya’dan sökün edip gelen Türk boyları Anadolu’dan önce daha güneye, bugünkü Suriye’nin olduğu bölgeye yerleştiler. Bölgeye yerleşenler daha çok Selçuklu devletini kuran Kınık boyu başta olmak üzere Yüreğir, Karkın, Beydili, Avşar, Eymür, Kızık ve Peçenek boylarıydı.
Özetle, Halep 1.000 yıllık Türk şehri idi. Son yüzyılda Şam bölgesindeki Türklerin çoğunluğu Türkçeyi unutup asimile oldu, ancak Halep bölgesindeki Türklerin önemli bölümü kimliklerini koruyarak bugünlere geldiler. Bugün, bölgede “Türkmen” diye söz edilenler o dönemde gelenlerin ardıllarıdır.

Birinci dünya savaşı öncesi ve sırasında Halep bölgesi kanlı savaşlara sahne oldu. Önce İngilizlerle dövüşüldü, sonra Fransızlarla… Bugün gündemde olan Afrin bölgesi kurtarıldı. Afrin idari olarak Kilis’e, askeri komuta merkezi olarak ise başında Mustafa Kemal Paşa’nın bulunduğu Adana’daki Yıldırım Orduları Komutanlığı’na bağlıydı.
Mondros Mütarekesi, Arapların İngilizlerle işbirliği, Misak-ı Milli ve Lozan derken…. Bölge elden çıktı.

İlginçtir, bölge Arapların İngilizlerle işbirliği yapması, yani Osmanlı’yı arkadan vurmaları yüzünden kaybedilmişti. O zaman İngiliz işbirlikçisi Araplara karşı, Kürt aşiretlerinin desteği ile Türk ordusu savaşıyordu.

Bugün ise aynı bölgede Amerikan işbirlikçisi Kürtlere karşı, Arap aşiretlerinden devşirilen milis güçlerin desteği ile Türk ordusu savaşıyor.

Buna tarihin cilvesi mi denir…

Bugün hala o bölgede Türk izini görmek mümkün. Bunların başında elbette ki Halep Türkmenleri, Suriye Türkmenleri dediğimiz Türkler geliyor.
Camiler, medreseler, köprüler ve sayısız yapının dışında bölgede hala yer adı olarak Türkçe sözcükler yaşıyor.

Genelkurmay, hemen her gün terör örgütünden kurtarılan köyleri açıklıyor. Belki dikkatlerden kaçmıştır. Buraya yazıvereyim…
Açıklanan şu köy ve yer adlarına bakar mısınız;

Şamanlı, Sarancık, Duraklı, Küçük Meydan, Naz Obası, Kızılbaş, Kutanlı, Okanlı, Bebek Uşağı, Serkanlı, Horoz Dağı, Bahça, Sulaklı, Bak Obası, Kocaman, İki Dam, Dikme Taş, Şenkal, Suluk, Kara Baba, Derviş Obası, Osmanlı, Dukan, Kale Dağı, Kale Tepesi, Arshanlı, Karabaş, Taş Ocağı, Kara Tepe, An Kala, Gök Oba, Yazı Bağ, Çakallı.

Her birisi Türkçe ve Türkiye’deki yer adları gibi değil mi?

İç içe geçmiş kültürler arasına ihanet ya da ayrılık tohumları ekildiğinde, savaş, maalesef çok daha acı ve kanlı oluyor.


İDRİS ADİL

Yorumlar